![]()   Sayisal Loto Tahmin   Whois Sorgu   Ruya Yorumlar   Domain Degeri Hesapla   ideal Kilomu Hesapla   Slot_Trump Oyunu   Ters_Domainler   Deprem Kodu çekme   Orion Kemeri   2019 İller Arası Atama MEB kontenjanları   sefa geldin desene   Karışmak   İmkan ve şeraitler   Mamy Blue   Korkunçlu Gün   İnsan 4.0   Nejla 2 sorunsalı   Cahiliye zamanları   Çeşit Çeşit Çeteler   Ton Ton Uyuşturucu   FETÖ mücadelesi   Yalagan Murat   Manyak Raptor Serap   Güzergah   Yeşilane gardiyane gözler   Kart Horoz Musa   Palu Ailesi vakıası   Dinleniyor muyuz?   Koşmak   Cennet-Cehennem   İhtiyar sapıtmaları   Büyücü Kadınlar   Kart Horoz Burhan   Yandaki apartman   Lüks   Molla Hüsrev Fransız mı?   AYDEM ile yarış   Temiz   Elektrik Dağıtım Bedeli   Diş ağrısına iyi gelen   Berlin"de Hakimler var   +306943471342 dolandırıcı Yunan telefonları   Aydınlık gençler   Cemal Kaşıkçı olayı   Yazarportal.com bugünki yazım   Uyur idik uyardılar   Balık ve Çita 40 konu listelendi |
Korkunçlu_Gün->>    Bu gün, sanırım, "Dünya Gereksiz İnsanları Görmeyi İstemeyip Görme Günü"ydü. Bu günüm boştu. Serbest bir zihinle aşağı, Altınkum"a doğru yürüyeyim, dedimdi. Aklımdan birkaç sefer, daha ferah, tenha bir bir yol olan Ege caddesi geçtiydi. Sonradan farkedeceğim bir kötü enerji beni Atatürk bulvarına yönlendirdi. Carefour"un orada kılçık Mağdey"i gördüm. Boyanmış, süslenmiş. Bizim şu Şarkışlalı Nedim"in kadın-benzer modelinden. Sonra sahile kadar bir vukuat olmadı. Barış Kafe"de neskafe eşliğinde güneşlendim. Kalktım. Minibüse bindim. Yolu yarılamıştık ki duraklardan birinde yine korkunç bir upsoro gördüm. Şenel. En arka koltukta olduğum için beni görmedi. Şoför mahallinin arkasındaki koltuğa oturdu. Yanına oturduğu kadın yabancı uyruklu bir fahişeydi. Dedim, tam da birbirinizi buldunuz ha. Çarşıda indim. Çarşı Migros"a yöneldim. Girişten önce sağ tarafta bisiklet bağlama demirlerinin orada bir kıç gördüm. Bisikletlere doğru eğilmiş biri. Kıçların hareket frekanslarını ezberleyen biri olarak şıppadanak anladım. Hırsız Elif. Gene ne bulduysa giymiş, topyekün bir panayır... da ne uğraşıyor bisikletlerle orada... derken marketten içeri girdim. Dolandım ettim içeride. Geri çıktım öte kapıdan. Baktım. Kıç ve Elifi hala orada. Başına, topladığı bir yazma ve üzerinde bisikletçi kaskı..tuhaf tuhaf bakınıyor dolaya... Haaaa.. .dedim; yeni bir sektör bulmuş; çalacak çırpacak, plan yapıyor. Bi"gidip merhaba diyesim geldi. En geçi akşama eve atardım onu fakat al başına belanın diğer adı;Elif. Onu fantezileriyle baş başa bırakıp tüyer gibi kaçtım oradan. Pazar yerine kadar gelmiştim ki... rahatsız edici bir ses duydum arkamdan... Biri bana sesleniyordu... Döndüm baktım...MİT ajanı kılıklı, gevrek ve derinden sesinden güçlü bir rahatsızlık hissettiğim Ahmo. Adı Ahmet fakat ben ona Ahmo... He he dedim el ettim, yürüdüm yoluma. Eve vardığımda şu sonucu çıkardım: Sabah uyandığınızda, hava güzelse ve içinizden bir ses en az 3 kere şu yoldan(Ege Caddesi) git diyorsa o yoldan gidin. Alışkanlık olduğu üzere, ayaklarınızın ezber ettiği, ayaksal iç seslere güvenmeyin. O ayaklar harbiden ayak değil. _- |